profile

L'ARTES E-BÜLTEN

Defterimdeki notlarımı paylaşıyorum.

Nov 30 • 6 min read

Yapay Zeka Her Şeyi Senden İyi Yaparsa?


L'ARTES NOTLAR

30 Aralık Pazar

Geçtiğimiz hafta Lartes'in devamına katkıda bulunmak için bağış yapmış olan Konuralp bey'e çok ama çok teşekkür ederim. Benim için anlamı büyük. Yeni aya girerken aylık destekçilerimize de teşekkür etmeden geçemeyeceğim. İsmail, Rana, M.Salih, Sena, Batuhan, Sümeyra ve Hüseyin. Hepinize çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.

$7.00 / month

Ayda 2 soğuk kahve karşılığında Gold Abonelik

-Kendi dilinde ulaşamadığın ve uzmanları tarafından yaratılmış 8-10 saatlik röportaj ve podcastlerin bilimsel makaleler... Read more

Bu yazıya özel bağış

Bu bağış sadece bu yazıya özel ve bir kereliktir. 'Other amount' kısmından 1 dolarlık bağışta da bulunabilirsiniz.

Kimisi için kaygı verici, acil önlemler alınması gereken bir kendini bilmezlik, kimisi içinse beklenen kurtarıcı. Çok az bir kesim için ikisi bir arada. O, son zamanların en kuvvetli yatırım mıknatısı; Yapay Zeka.

Yeni bir şey değil. Kendisi ile içli dışlı olmadan çok önce hayatımızın bir çok köşesinde sessizce işliyordu. LLM'lerin(Büyük Dil Modelleri) hepimizin kullanımına açılışının ardına yaşadığımız şok, bu işin nereye doğru gittiğine dair kaygıyı da beraberinde getirdi.

Bugün yapay zeka sırtımızda hamur mu yuvalayacak, bu işin gidişatı nedir, YZ bizim yerimize mi geçecek, o geçince biz nerde yer bulacağız, YZ yatırımları bir sonraki ekonomik krizin sebebi mi olacak, YZ bir balon mu gibi konuları konuşmayacağız. Bu konuları konuşacak gibi duruyorduk değil mi? E işte hayat böyle.

Bugün geçtiğimiz günlerde YZ etrafında yapılan tartışmalarda rastladığım bir ifade üzerine yazmak istedim. Bana öyle geliyor ki biraz sonra göreceğiniz o ifade ve üzerine konuşacaklarımız en az bu tartışmalar kadar değerli

'Yapay Zeka her şeyi bizden iyi yapıyor. YZ’nın gelişiyle kendi varlığımız anlamsızlaşıyor mu?'

Siz dinleyip yorulmayın diye uzmanların yapay zeka gündemine dair onlarca saatlik röportajlarını dinledim. Tartışmalar etrafında sıklıkla denk geldiğim bu söylem üzerine düşünmeden edemedim. Çünkü yapay zeka bahane. Hangi konu olursa olsun, ifadenin arkasındaki zihin ve dilin arkasındaki duygu ilgimi hep celbetmiştir.

Bu nedenle haddim olmayarak, ‘Yapay Zeka her şeyi bizden iyi yapacak. Artık YZ’nın gelişiyle kendi varlığımız anlamsızlaşıyor mu?’ sorusunu soran bir bilincin düşünce yapısını ve bu söylemin taşıdığı duygusal terkibi günlüğümde kavramaya çalıştım. Oradan çıkardığım bazı notları elekten geçirmeden sizlerle paylaşacağım.

Öncelikle bu iki cümleyi birbirinin ardına gelişiyle değerlendirdiğimizde, insan faaliyetlerinin içeriğini rekabet alanına indirgeyen; varlığının anlamını bu dünyayı tecrübe eden bir bilinç olmaktan değil, bir performans alanından çıkaran; becerinin ve emeğin değerini kişisel dönüşümde değil sonuçta gören bir anlayışın ifşası gibi geliyor.

İçine doğduğumuz modernitenin kurucu ve yürütücü değerleri yukarıdaki düşünce kurgusunu bilinçaltımızda sessiz bir motor gibi çalıştırıyor. Bu motor anlam dünyamızın bereketini kaçırıyor. Haliyle yerleşik kurgumuza arz edilen bir tehdit ile karşılaştığımızda ise o sessiz motorun sesi kendini duyurmaya başlıyor.

O ses, varlığımızın değerini yalnızca rekabet üzerinden tanımlamayı bizlere öğretmiş kalıpların sesi.

Bir tür tek tip mutluluğu tüm kültürlere pazarlayıp tüm çağı kurgu bir mutsuzluğa mahkum etmiş propagandanın sesi.

İnsan faaliyetlerinin çoğunda asıl olan performans değil ilişkiyken, yaşantılanan bu ilişkinin biricikliğini ve derinliğini kavramaktan nasipsiz amorf anlayışların sesi.

Değerin tek kaynağının üretmek olduğunu bağırıp, deneyimlemenin sesini kısan ikircikli düzenin sesi.

Halbuki bir aktiviteye devam edip etmeme kararımız, ‘her şartta’ o aktiviteyi en iyi kimin yaptığına göre verilmez.

İnsan faaliyetinin değerini sadece performans üzerinden okumak aşırı indirgemeci bir yaklaşımdır. Varoluşun kendisini sadece hesaplanabilir bir kaynak gibi sunduğumuzda insana kendi varlığının zenginliğini unutturabiliyoruz. Dünya sadece kendisinden veri üretilecek bir kaynak olmadığı gibi, insan da anlamın yalnız rekabet ve başarıya gömüldüğü bir yaşama hapsolmuş değildir.

Rilke’nin beni konudan bağımsız (yazmakla ilgili) etkilemiş mısralarından birinin girişini hatırlıyorum. ‘Go into yourself...İçine dön… Neden bu mısra aklıma geldi?

Çünkü kendisine dönüp bakmayı ihmal ettiğimiz kıyas kabul görmeyen iç dünyamız rekabet edilebilir bir alan değil. Orası rekabetin değil, deneyimin alanıdır.

Performans taklit edilebilir. Fakat deneyim edilemez.

Yapay Zeka bir görevde bizi geçebilir ama bizim yerimize yaşayamaz. Seni ancak sen yaşar, sen deneyimleyebilirsin.

Yapay Zeka daha iyi futbol oynayabiliyor diye Kürşat ayağına doğru yuvarlanan toptan heyecanlanmayı bırakmayacak.

Yapay Zeka daha iyi basketbol oynuyor diye ben Enes’i arayıp hadi şuta çıkalım demekten vazgeçmeyeceğim. Kardeşimle basketbol oynamanın hayallerini kurmaktan da…

Çok açık ki, Yapay Zeka adına bu tip bir tehdidi yoğun hissetmenin sebebi, hayatın büyük kısmını dışsal motivasyonlara göre kurgulamış olmamızdan da geliyor olabilir. Eğer öyleyse yapay zekanın varlığı, modern insanın motivasyon yapısının kurgusundaki çarpıklığı açığa çıkaran bir stres testi görevi de görüyor diyebiliriz.

Hatırlatmakta fayda görüyorum;

Yapay zeka benden daha iyi basketbol oynayabilir ancak benim Enesle basketbol oynamam sadece bir topu çemberden geçirmek değil. Kürşatın ayağına yuvarlanan top ve o anın deneyimi, sadece skor tablosundaki bir rakam değil.

Merkeze aldığımız ifadenin arka bahçesinde, zengin ilişkiselliğin biricik deneyimini basit bir veri çıktısına indirgeme hatası da yatıyor.

Yapay Zeka performansı optimize ediyor ancak basketbol benim için sadece performanstan ibaret değil. Varoluşla o an geçtiğim temastan gelen deneyimlerin tümünü taşıyor.

Ümitliyim ancak üzülüyorum. Üzülüyorum çünkü en gerçek bilgimizden yoksun yaşıyor, ‘sen bir hayat deneyimliyorsun’ sözünü duymaya ihtiyaç hissedecek bir düzenin içinde ben sandığımız kariyer, başarı, kar, verimlilik gibi kurgularda oto-pilot sürükleniyoruz.

YZ karşısında hissettiğimiz yukarıdaki tipte bir kaygı, bu sürüklenişimizin varoluş algımızdaki rolünü bizlere yeniden gösteriyor.

$5.00 / month

Lartes Aylık Destek Paketi

Aylık 5 dolar destek vererek bültenin devam etmesine büyük bir katkıda bulunabilirsiniz. Gelecekte sunulacak tüm... Read more

Karşılaşmaların barındırdığı derin dünyanın hasadını, hayatımızı sömürgeleştirmesine izin verdiğimiz modern araçların dar tanımları arasına sıkıştırmak, manevi bir intihar gibi geliyor.

Martin Buber’in ‘All actual life is encounter’ (gerçek hayat bir karşılaşmadır) ifadesi bu bağlamda katkısını bir daha sunuyor.

Yapay Zeka insan faaliyetlerinin araçsal kısmını devralabilir. Lakin insanın kendini deneyimleme, bedenini yaşama, ilişkilerini kurma, kişiliğini inşa etme hakkı devredilemez.

Hatırla, sen bir yaşam deneyimliyorsun. Ve o yaşam düşündüğünden daha zengin. Kaygı ve korkularının, modern ve geleneksel kalıpların bu deneyimin tamamını kuşatamayacağından şüphen olmasın.

Sen bir yaşam deneyimliyorsun. Deneyimin devredilebilir değil.

Çünkü sen ne bir araç, ne bir veri kümesi, ne bir skor tabelası ne de bir performans çıktısı değilsin. (Gözlerim dolmuştu bu paragrafı yazarken…)

Bol Muhabbet, Bol Selam

Yavuz

L'artes Notlar

$7.00 / month

Ayda 2 soğuk kahve karşılığında Gold Abonelik

-Kendi dilinde ulaşamadığın ve uzmanları tarafından yaratılmış 8-10 saatlik röportaj ve podcastlerin bilimsel makaleler... Read more

Bu e-posta size Cambridge, Massachusetts'den gönderilmiştir.
Unsubscribe · Preferences


Defterimdeki notlarımı paylaşıyorum.


Read next ...